- acılık
- ألمتألمعذابمرارة
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
Türkçe-Arapça Sözlük. 2009.
acılık — is., ğı 1) Acı olma durumu Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu. Ö. Seyfettin 2) mec. Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık Yüreğinde derin bir üzüntüyle acılık vardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
TELHÎ — Acılık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
açıglık — acılık I, 150bkz: açıglıg … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
öt — acılık; öt kesesi I, 43 delik, çukur I, 31, 43, 276; II, 119, 247; III, 263bkz: öd … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ALKAME — Acılık, acı tat. Acı hıyar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HIRAFE — Acılık. * Tezlik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MERARET — Acılık. Tatsızlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEMRİR — Acılık verme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
acıtmak — i 1) Acılık vermek Karabiber yemeği acıttı. 2) Ağrı, sızı duyulmasına sebep olmak Bilmem neden, her iskarpin ayaklarımı acıtıyor. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırmızıbiber — is., bit. b. 1) Patlıcangillerden bir biber türü (Capsicum annuum) 2) Bu bitkinin olgunlaştığında kızarıp yakıcı bir acılık kazanan, kurutulup dövülerek yemeklerde baharat olarak kullanılan tozu, Türk biberi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mırra — is., Ar. mirra Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve … Çağatay Osmanlı Sözlük